Küçük yatırımcı, kolaylıkla zam yapabilen şirketlere yönelmeli

Herkese mutlu ve sağlıklı bir hafta sonu diliyorum.

Bugünkü yazıda şirketlerin ürün veya hizmet fiyatlarına artış yaparlarken, hangi unsurları dikkate aldıklarını anlatmak istiyorum. Fiyatları arttırmak ve daha da önemlisi şirketin dilediği kadar arttırabilmesi, o şirketin pazardaki rekabetçi gücüne bağlıdır.

Apple, Coca Cola gibi şirketler güçlü markalara sahiptir. Bu nedenle, fiyat artışlarında diğer şirketlere göre daha rahattırlar. Buradaki önemli nokta, şirketin fiyat arttırdığında müşterileri kaybetmeyeceğini biliyor olmasıdır.

Müşterinin fiyata olan hassasiyetine, talebin fiyat esnekliği adı verilmektedir. Buna göre, fiyat 1 birim artınca, talebin kaç birim düştüğü anlaşılmaya çalışılır. Örneğin, ilaç gibi kritik ürünlerde, fiyatı arttırsanız bile, talep düşmeyecektir. Çünkü, hasta teorik olarak o ilaca muhtaçtır. Bu durum, lüks markalarda ya da elzem ürünlerde görülmektedir.

Tekrar şirketlere dönecek olursak, enflasyonun %10 olduğu bir ortamda, ortalama bir şirketin ürün fiyatlarına %10 zam yapması beklenir. Rekabetin çok yüksek olduğu alanlarda, şirketler enflasyonu olduğu gibi müşteriye yansıtmaktan kaçınabilir. Örneğin, fast food alanındaki şirketlerin hedefi fiyatı enflasyonun %80-90’lık kısmı kadar arttırmak, geriye kalan kısmı ise müşteriye yansıtmamak yönündedir. Geriye kalan kısmı ise, verimlilik artışları, faaliyet giderlerinin daha iyi yönetilmesi gibi unsurlarda telafi etmeye gayret ederler.

Bu bakımdan, küçük yatırımcı, fiyatlama gücü olan (en az enflasyon kadar zam yapabilen) şirketlere yatırım yapmayı tercih edebilir. Bu şirketler, pazardaki güçleri sayesinde, enflasyona yenilmezler ve fiyatlama konusunda güçlü oldukları için, kendi maliyetlerindeki artışları, müşterilerine direkt olarak yansıtırlar.

Previous
Previous

Uzak durmaya çalıştığım hisseler

Next
Next

Matriks halka arzına ilişkin notlar