Proje bazlı iş yapan hisselerin riskleri


Herkese mutlu ve sağlıklı bir pazar günü dilerim. Periyodik olarak, portföyümde yer alan hisseleri gözden geçiriyorum. Bu hisselerin, farklı riskler oluştuğunda, nasıl etkileneceklerini düşünüyorum. Örneğin, portföydeki hisseleri Covid-19 krizinden olumlu etkilenecekler, olumsuz etkilenecekler olarak sınıflandırıp, bu yaklaşıma göre ağırlıklarını değiştirmeye çalışıyorum.

Sizlerin de dikkatini çekmiştir. Farklı bir risk kategorisi de proje bazlı iş yapan şirketler olarak düşünülebilir. Proje bazlı iş yapan şirketlerden kastımız, bir defada çok yüksek miktarda ciro elde edilmesini sağlayan uzun süreli projelerle çalışan şirketlerdir.

Müteahhitlik şirketleri, savunma sanayi şirketleri, kamuya ihale yoluyla satış yapan şirketler bu kategoride değerlendirilebilir.

Benim ilk aklıma gelenler şunlardır:

ORGE: Elektrik taahhüt işleri yapıyor, metrolar, hastaneler, oteller için hizmet sağlıyor

Tekfen: Büyük altyapı projelerinde müteahhitlik hizmetleri sağlıyor

Fonet: Sağlık alanında yazılım çözümleri sunuyor, ağırlıklı olarak Sağlık Bakanlığı bünyesindeki kamu hastanelerine ve sağlık il müdürlüklerine ihale yoluyla hizmet satıyor

Proje bazlı işlerin ana özellikleri şöyledir:

a.) Bir defada sözleşme kapsamında yüksek tutarda ciro elde etme imkanı (Minimumda 1 milyon TL, vb.)

b.) Bu hizmetin sözleşme kapsamında birkaç yıllık bir süre için verilmesi

c.) Birçok durumda hizmeti alanın kamu kurumları olması

d.) Bu işlerin alınmasında 6-9 aylık ihale hazırlık sürecinin gerekli olması

e.) Rakiplerle birlikte ihale sürecine katılıyor olunması

Proje bazlı işler her ne kadar şirketler için birkaç yıllık ciroyu garanti altında almak gibi avantajlar sunsa da, biz küçük yatırımcılar için bazı riskleri de barındırmaktadır:

Riskler:

1.) Ciro tahmininin zorluğu:

İleride yapılacak olan cironun tahmininin zor olması. BİM, Şok Marketler gibi şirketlerin bir sonraki yıl kaç mağaza açacağı ya da Ford Otosan’ın bu sene kaç ticari araç satacağını tahmin etmek görece kolaydır. Ancak proje bazlı iş yapan şirketlerin yöneticileri de hangi ihaleyi kazanacaklarını %100 netlik ile bilemezler. Her girdikleri ihaleyi kazanamayacaklarına göre, ilerideki ciroyu garantiye almak için, kazanma ihtimali gördükleri mümkün olan en yüksek sayıda ihaleye gireceklerdir.

Küçük yatırımcı olarak takip etmemiz gereken ise şirketin KAP haberleridir. Şirket, girdiği ya da gireceği ihale, ihalenin güncel durumu gibi hususları KAP üzerinden yayınlayacaktır.

2.) Tahsilat riski:

Söz konusu ihaleler veya projelerde, sıklıkla müşterinin bir kamu kurumu olduğunu görebiliriz. Kamu kurumlarında genellikle bürokratik süreçler, ihale süreçlerini yavaşlatır. Bu durum, şirketin yeni ciro elde etmesini öteleyebilir.

Kamu kurumları, ödemeler konusunda da yavaş hareket edebilir. Bu durum, hizmet veren şirketin ciddi sorunlar yaşamasına neden olabilir. Örneğin, hizmet veren şirket ödemelerin 6 ayda 1 yapılacağını hesaplamış ve işletme sermayesini ve proje karlılıpını bu durumu düşünerek oluşturmuş olabilir. Kamunun ödemeleri 1 yıl ötelemesi, tüm yapıyı bozaktır. Hizmet veren şirketin bankalardan ek finansman bulması gerekebilir, bu da karlılıklara ciddi olumsuz etki yapabilir.

Son dönemde ilaç ve medikal malzeme şirketleri ile Sağlık Bakanlığı arasındaki gecikmiş ödemelere ilişkin tartışmalar da bu konu ile ilgili bizlere ışık tutacaktır.

Sonuç:

Her küçük yatırımcının, mevcut hisse portföyünü proje bazlı iş yapan şirketler bakımından incelemesi faydalı olacaktır. Proje bazlı işlerde çalışan şirketler, portföyünüze yüksek volatilite getirebilir. Bu bakımdan, sizlerin risk ve getiri tercihlerinize uygun biçimde, portföyünüzü yeniden değerlendirmeniz ve bu şirketlerin ağırlığını düşürmeniz faydanıza olabilir.

Ayrıca, her hisseniz için projelerin ne kadarının kamu ne kadarının özel sektöre yapıldığını da anlamak faydalı olacaktır.

Previous
Previous

İlk olarak hangi Peter Lynch kitabını okumalıyım?

Next
Next

Pratik hisse fiyatı tahmin yöntemi