Küçük şirket hızlı büyür
Portföyümüzü oluştururken hepimiz hisse fiyatlarından ister istemez etkileniyoruz. Ancak bir hisseye ödediğimiz fiyat, aslında şirketin piaysa değerinin yalnızca 1 parçasıdır. Hisse fiyatının 1 TL ya da 100 TL olması tek başına şirketin ucuz ya da pahalı olduğunu göstermediği gibi, şirketin küçük mü büyük mü olduğunu da anlamakta yetersiz kalır.
Bir şirketin büyüklüğü için en kolay metrik cirosu olsa da, diğer önemli gösterge piyasa değeridir. Piyasa değeri, şirket hissedarlarının ortaya koyduğu değerdir. EREGL, FROTO, BIMAS gibi şirketlerin piyasa değerleri 30 milyar TL üzerindedir. Bu şirketler artık belirli bir olgunluğa ulaşan, ülke çapında tanınan ve yıllardır ciro ve karlılığını arttıran şirketlerdir. Doğal olarak da zamanla bu şirketlerin ciro ve kar büyümesi yavaşlayabilmektedir. Bu nedenle, bu şirketlerin piyasa değerlerinin birkaç katına çıkarmaları zorlaşmaktadır.
Yüksek piyasa değerine sahip şirketlerin hissesinde, spekülatif hareketler yapılması daha zordur. Bu hisselerin likiditesi ve derinliği daha yüksektir. Ayrıca, sert düşüşlerden küçük hisselere göre daha az etkilenirler.
Düşük piyasa değerine sahip olan ve hızlı büyüyen şirketler ise, piyasa değerlerini birkaç yıl içinde birkaç katına çıkarabilirler.
Yukarıdaki örnekte yer alan Şirket B’nin piyasa değeri 500 milyon TL’dir. Bu bakımdan Şirket A, Şirket B’nin 500 katı büyüklüğe sahiptir. Burada Şirket B’nin avantajı ise, önünde daha hızlı büyümek ve piyasa değerini arttırmak için daha heyecan verici bir potansiyelinin olmasıdır.
Şirket B’nin net karının 50 milyon TL olduğunu düşünelim. Bu durumda, Şirket B’nin F/K çarpanı 10’dur. Şirket B, önümüzdeki 5 yılda net karını 250 milyon TL’ye çıkarabilirse, piyasa değerinin de teorik olarak 2.5 milyar TL’ye çıkabileceği düşünülebilir.
Şirket A’nın net karı 5 milyar TL olsun. Önümüzdeki 5 yılda bu karı 25 milyar TL’ye çıkarmak hiç kolay olmayacaktır. Bu bakımdan, portföylerde küçük piyasa değerine sahip şirketlere, kişinin risk ve getiri tercihlerine göre yer vermesi anlamlı olacaktır.
Yüksek getiri için iyi yönetilen ve yüksek büyüme potansiyeli sunan şirketleri her daim portföylerde bulundurmak anlamlı olur diye düşünüyorum.